MÜSİAD INVEST TÜRKİYE’DEKİ YENİ YATIRIM FIRSATLARINA ÖNCÜLÜK EDECEK

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) kendi bünyesinde oluşturduğu INVEST markasının da tanıtıldığı ve 11 ülkeden 150 yabancı yatırımcı, 300’den fazla MÜSİAD üyesinin de katılımıyla networking toplantısı gerçekleştirildi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), MÜSİAD INVEST oluşumuyla birlikte yeni dış yatırımlara öncülük ve rehberlik edecek olan markasını bir networking toplantısıyla duyurdu. MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Uzun, T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürü Hüsnü Dilemre, IBF Başkan Yardımcısı Gazi Mısırlı ve MÜSİAD INVEST Başkanı Serhat Kısakürek’in açılış konuşmalarıyla gerçekleşen programda, MÜSİAD INVEST’in yatırım enstrümanları ve sahip olduğu ağ tanıtıldı. 11 ülkeden 150 yabancı yatırımcı ve 300’den fazla MÜSİAD üyesinin katıldığı programda B2B ve networking toplantıları düzenlendi.

MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Uzun, açılış konuşmasında Türkiye’nin stratejik konumundan kaynaklı olarak önemli bir yatırım merkezi olduğuna değinerek, “Türkiye, siyasi istikrarı, stratejik konumu, pazar büyüklüğü, güçlü sanayisi, üretim ve ham madde çeşitliliğiyle; nitelikli genç nüfusu, avantajlı yatırım teşvikleri ve dinamik yapısıyla uluslararası alanda cazip bir yatırım merkezidir” diye konuştu.

MÜSİAD’ın Global Tecrübesi, Türkiye’nin Yatırım İmkânlarıyla Birleşti

MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Uzun konuşmasında, MÜSİAD’ın tecrübesine ve global ağına değinerek:

“MÜSİAD’ın global tecrübesi, Türkiye’nin yatırım imkânlarıyla şimdi daha da güçlü ve stratejik bir yapıya dönüşüyor. MÜSİAD, misyonundan kaynaklanan sorumluluğu çerçevesinde Türkiye’nin uluslararası yatırım iklimine katkıda bulunmak amacıyla “MÜSİAD Uluslararası Yatırım ve Destek Ofisi”ni (MÜSİAD INVEST) hayata geçirdi.

MÜSİAD INVEST, temel amacı ile uluslararası iş insanlarını Türkiye’de yatırım yapmaya teşvik etmek, bu doğrultuda kaliteli ve güvenli rehberlik hizmeti sunmak amacıyla çalışmalarına başlamış olup bu kapsamda ilk programını bugün Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Kuveyt, Yemen, Cezayir, Libya, Lübnan, Sudan, Irak, Suriye ve Filistin’den gelen yabancı yatırımcılar ile MÜSİAD üyelerini bir araya getirmektedir” dedi.

IBF Başkan Yardımcısı Gazi Mısırlı ise konuşmasında, MÜSİAD ve IBF oluşumlarının birlikte hareket ederek Türkiye’nin global pazarda öne çıkmasına, yatırım alanlarını doğru şekillendirmesine yol açtığını söyledi. Mısırlı, “Türkiye, cazip yatırım merkezleri ve yükselen iş potansiyeliyle önemli bir güce sahip. Körfez ve diğer bölgelerden yatırım çekmeye devam ediyor. Bunun giderek artmasını sağlamak amacıyla MÜSİAD INVEST oluşumun çok değerli buluyoruz. Ümit ediyoruz ki MÜSİAD 33 yıllık tecrübesiyle birlikte INVEST oluşumuyla da Türkiye’ye büyük değer katacaktır” dedi.

MÜSİAD INVEST Başkanı Serhat Kısakürek ise yatırımcılara ve MÜSİAD üyelerine MÜSİAD INVEST oluşumunun amaçlarını anlatarak, asıl işimiz Türkiye’nin ticari ve ekonomik gelişimine katkı sağlamaktır dedi.

Kısakürek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dinamik ve sağlam ekonomisiyle Türkiye, uluslararası doğrudan yatırımlar çekmek için yatırımcı dostu politikalar ve geniş yetenek havuzunun yanı sıra küresel pazarlara erişim sunmaktadır. Türkiye’nin jeostratejik konumu, üretim kabiliyeti, genç ve dinamik nüfusu ve gelişmiş lojistik altyapısıyla, çok uluslu şirketlerin üretim faaliyetlerinin Ar-Ge merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleri ile desteklendiği bölgesel bir güç merkezi hâline gelmiştir.

Bu doğrultuda MÜSİAD INVEST olarak bizde Türkiye’nin bu iklimine katkı sağlamak için faaliyetlerimize ara vermeden devam ediyoruz.”

“Hep Birlikte Ortak Proje ve Politikalara Sahip Olmalıyız”

MÜSİAD INVEST Uluslararası Networking Programında konuşmasını gerçekleştiren ve sunum yapan T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürü Hüsnü Dilemre, özel sektör ve kamunun yatırım araçlarını kullanabilmesi için ortak projelere ve politikalara sahip olması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye ile MENA Bölgesi arasındaki ticari hacme ve yatırım imkânlarının sunumunu gerçekleştiren Dilemre, Türkiye ve MENA’yı tek bir büyük blok olarak kabul edersek 3,5 trilyon dolarlık dış ticaret gerçekleştiren ve küresel ticaretten yüzde 7 oranında pay alan bir blok görüyoruz. Bu rakam dünyada önemli bir konumumuz olduğunu gösterse de çok daha ilerilere gitmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Dilemre konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye son yıllarda hızlı bir kalkınma sürecine girdi. Komşumuz olan Kuzey Afrika ülkelerinin de nüfuslarının arttığını ve ekonomik göstergelerinin olumlu seyrettiğini görüyoruz. Yine komşumuz olan Körfez Bölgesindeki ülkelerin ise ekonomilerini çeşitlendirecek adımları hızla attıklarını görüyoruz.

Dünyanın hidrokarbon rezervlerinin yarısına sahip olan ve 500 milyonluk nüfusuyla önemli bir insan kaynağına sahip olan MENA bölgesinde mevcut demografik projeksiyonlara göre 2050 yılına kadar yaklaşık 300 milyon kişi iş piyasasına girecek. Bu, bölgenin ekonomileri için muazzam bir üretim potansiyelini temsil ediyor. Türkiye ile MENA ülkeleri arasında tamamlayıcılık arz eden alanlarda birçok ortak çalışma yapabileceğimizi ve bu çalışmalardan müşterek fayda sağlayabileceğimizi düşünüyoruz.

Şu an MENA bölgesinin GSYİH’si 4,5 trilyon dolar civarında, Türkiye’yi de eklediğimizde ise bu rakam 5,5 trilyon dolara ulaşıyor. Doğal kaynakları doğru şekilde kullanarak ve ülkelerimizdeki insan sermayesinin artışından da istifade ederek bölgemizi dünyanın en önde gelen üretim ve hizmet merkezine dönüştürmemiz ve bu rakamları çok daha ilerilere taşımamız imkân dahilindedir. Birbirimizi tanıyoruz. Aramızdaki yatırım ilişkilerinin bugüne kadar iki yönde de pozitif süreçler yarattığını biliyoruz. Türk yatırımcılar Kuzey Afrika’da değeri 8 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımları ile bölgenin üretim gücüne katkıda bulunmuşlardır. Nihai hedefimiz, MENA ülkeleri ile yakın ekonomik ve ticari ilişkiler geliştirmek ve ortak çıkarlarımız çerçevesinde dünya ekonomisindeki payımızı artırmaktır. Bu bağlamda, "Türkiye-GCC Ekonomi Forumu" ve “Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu”, ayrıca değerli MÜSİAD’ımızın bugün düzenlediği bu etkinlik gibi bizleri bir araya getiren toplantılara büyük önem veriyoruz.”